Türkiye’deki akademik çalışmaların disiplinlerarası bir ortamda paylaşılmasına imkân sağlayan Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi’nin (TLÇK) 3’üncüsü 15-18 Mayıs tarihlerinde Sakarya’da gerçekleştirildi. YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya kongrenin açılış konferansında konuştu.
İlmi Etüdler Derneği (İLEM) ve Sakarya Üniversitesinin iş birliği ile gerçekleştirilen kongre, Tertip Heyeti Başkanı Bünyamin Bezci, Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, İlmi Etüdler Derneği Başkanı Lütfi Sunar ve Sakarya Üniversitesi Rektörü Muzaffer Elmas’ın açılış konuşmalarıyla başladı. TÜBİTAK ve Serdivan Fikir Sanat Akademisi’nin desteklediğ III. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi süresince 11 farklı disiplinden toplam 122 tebliğ sunuldu.
Açılış ve selamlama konuşmalarının ardından kürsüye çıkan Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Gökhan Çetinsaya “Büyüme, Kalite, Uluslararasılaşma: Türkiye Yükseköğretimi İçin Bir Yol Haritası” başlıklı raporunun detaylarını paylaştı.
Çetinsaya, yükseköğretimin yeniden yapılandırılması çalışmalarına ışık tutması amacıyla hazırlanan raporda, yüksek öğretim sistemindeki yeniden yapılandırmanın kalkış noktası olması temennisinde bulunarak, bu yapılandırmayı sağlamak için sistemin iyi analiz edilmesi gerektiğini kaydetti.
Gelecek 10 yılda odaklanılması ve politika geliştirilmesi gereken 3 temel stratejik alan üzerinde durulduğunu anlatan Çetinsaya, raporunu “Nicel Büyümeden Nitelikli Büyümeye”, “Akademik İnsan Kaynağının Geliştirilmesi” ve “Yükseköğretimde Uluslararasılaşma” başlıklarıyla hazırladığını ifade etti.
Akademisyenlerin özlük hakları
Türkiye’de her yıl 4 bin 500 doktora mezunu verildiğini, bu rakamın dünya genelinde çok geride olduğunu aktaran Çetinsaya, doktora eğitiminin niceliğinin ve niteliğinin arttırılması için çalışmalar yapılması gerektiğini dile getirdi.
“Türkiye’de akademisyenlerin özlük hakları son derece dezavantajlı durumda” diyen Çetinsaya, “Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılında yükseköğretim sistemimizin ileriye yönelik yürüyüşünü devam ettirmek, en nitelikli beyinleri ülkemize kazandırmak ve bu çarkı döndürmek istiyorsak, özlük hakları meselesine cevap bulmamız lazım” şeklinde konuştu.
“Yüksek lisans tezlerindeki kalite standartlarından taviz verilmemeli”
Üniversitelerde çeşitliliğe de önem verilmesi gerektiğine değinen Çetinsaya, sağlık bilimleri, beşeri ilimler ve mühendislik bilimleri arasında gerek lisansüstü, gerekse eğitim öğretim politikalarında çeşitliğin korunması gerektiğini söyledi.
30 yıl önce üniversitelerde lisansüstü çalışmaların çok farklı algılayışla yürütüldüğünü ifade eden Çetinsaya, “Tezler çok önemsenirdi ancak şu an lisansüstü tezlerin önemi giderek azalıyor. Her türlü anlayış değişiyor. Kalite standartlarından taviz verilmemesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Çetinsaya’nın ardından Nihat Erdoğmuş, Bekir Gür ve Yusuf Alpaydın Türkiye’de Lisansüstü Eğitimin Durumu ve Geleceği başlıklı panelde konuştular.
Panelde ilk sunumu gerçekleştiren Bekir Gür, Türkiye’de doktora seviyesinde öğrenci sayısının gitgide arttığına dikkat çekerek niceliksel büyümenin kalite açısından da önemine vurgu yaptı.
“Fakat öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısına bakıldığı zaman durum pek parlak değil” diye konuşan Gür, “Türkiye önümüzdeki yıllarda yükseköğretime kadro teşviki uygularsa 2020’li yıllara oldukça hazır bir şekilde varacaktır.” dedi.
Bekir Gür’den sonra söz alan Nihat Erdoğmuş, Türkiye’de sosyal bilimler öğrenci ve araştırma görevlilerinin doğa ve mühendislik alanlarından daha fazla olduğunu belirtti.
Erdoğmuş sunumunda, önümüzdeki dönemlerde akademik kurumlarda içsel motivasyonu sağlamaya yönelik çalışmalar yapılması gerektiğine de dikkat çekti. Erdoğmuş sunumunda ayrıca akademik dünyada talep ve arz arasındaki dengenin sağlanması gerekliliği üzerinde de durdu.
Lisansüstü mezun çıktıları ve ekonomiye katkıları konusunda konuşan Yusuf Alpaydın ise , Türkiye’de lisansüstü öğrenci sayısının artmasına rağmen mezun sayısının azaldığına dikkat çekti.
Sakarya Üniversitesi Rektörü Muzaffer Elmas’ın oturum başkanlığında gerçekleşen panelin sonunda Elmas panele dair değerlendirmelerde bulundu. “Artık bilgi-eğitim atmosferi değişiyor, bilgi aktarmak yerine bilgi-beceriyi değerlendirebilmek öne çıkıyor.” şeklinde konuşan Elmas, bireysel çalışmaya yönelik teşvikin artırılması ve etik değerlerin yükseköğretimin en önemli öğelerinden biri olması gerektiğini belirtti.
Muzaffer Elmas’ın yapmış olduğu değerlendirmenin ardından soru cevap bölümünde geçildi ve panele katılan çeşitli alanlarda çalışmalar yürüten akademisyenler ile konu derinlemesine irdelendi.
Kongrenin ilk gününün sonunda YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’nın 100 kadar akademisyenle buluştuğu bir forum düzenlendi ve burada Türkiye akademisi ve yükseköğrenime dair çeşitli problem ve öneriler paylaşılarak fikir alışverişinde bulunuldu.
III. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kogresi’nin ikinci ve üçüncü günlerinde ise 11 farklı disiplinde 32 oturum gerçekleştirildi. Oturumlarda Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden gelen yüksek lisans ve doktora öğrencileri tarafından 122 bildiri sunuldu. Kongre kapsamında ayrıca İLEM Eğitim Programı’nı tamamlayan lisans düzeyindeki katılımcıların sunumlarına ayrılan iki oturum gerçekleştirildi.
Kongrenin son günü olan 18 Mayıs’ta mimari ve doğal güzelliğin iç içe geçtiği Taraklı’ya yapılan geziyle lisansüstü öğrenciler ve akademisyenler bir yandan sosyal bağlarını kuvvetlendirirken, diğer yandan kültürel mirasımız içerisinde yeri olan Taraklı’yı tanıma imkanı elde etmiş oldular.